Arama

29 Ocak 2013 Salı

DIY - Mantar Pano, Takı Panosuna Dönüştürme

Bir DIY projesi daha... Mantar pano'yu, takılarınızı asabileceğiniz bir yere dönüştürebilirsiniz...

Sevgili arkadaşım Burcu'nun evinde görmüştüm, mantar panoyu takılarını asmak için kullanıyordu. Fikri çok beğendim :) Artık nereye koyacağımı bilemediğim takılarım için güzel bir yuva yapmanın zamanı gelmişti.

İhtiyacınız olanlar;

* Mantar pano
* Tül
* Renki raptiye


Uzunca bir tül parçasını bir kaç kere katlıyorsunuz, ardından bir raptiye ile panonun üzerine sabitliyorsunuz, bu şekilde küpelerinizi de üzerine rahatlıkla asabiliyorsunuz. Daha yakından görmek için;


DIY - Saç Lastiği Yapımı

Çok sevdiğim bol okuduğum araştırdığım konulardan biri de DIY (Do It Yourself) projeleri, benim eskiden tanıdığım ismi ile el işi projeleri. Son zamanlarda internette özellikle bloklarda bolca rastlıyorum. Bayılıyorum, çöp yerine evin farklı bir yerinde değerlenip ev ekonomisine katkısı olan her ürün benim için değerli! Kendimde bunu en çok mutfakta uyguluyorum, evde olan malzemelerden karma karışık yaptığım yiyecekler hem beğeniliyor hem de mutfak masrafından tasarruf ettiriyor. Tek sorun bir daha aynı yemeği yapamıyorum :) Hepimizin çevreye katkı sağlaması için artık malzemelerimizi çöpten tekrar kullanıma dönüştürmesi gerekli, haydi bu işe evimizden başlayalım!

Saç lastiği yapımı;

İhtiyaç duyulan tek malzeme kaçık çorap :)


Kaçan çoraplarınızı halka halka portakal dilimler gibi kesiyorsunuz. İstediğiniz kalınlıkta kesebilirsiniz, çok ince kesmemenizi öneririm çünkü bir süre sonra kopabiliyor. 2 parmak kalınlığı benim için ideal oldu. Ta taaaaaa saç tokanız hazır :)

O kadar kullanışlık ki sanırım yaklaşık 3-4 senedir kendime lastik toka almıyorum. Bir de üstelik hiç bir külotlu çorabımı çöpe atmıyorum. Arada arkadaşlarıma aileme hediye ediyorum.

Bir de tabii saç tipi önemli benim gibi dalgalı yada kıvırcık saçlar için daha ideal diğer saçlarda kayabilir, yine de denemek lazım! Ayrıca gece uyurken bile taksanız yumuşacık yapısı hiç rahatsız etmiyor. Bir de kaybolunca hiç üzülmüyorsunuz, çorap değil mi yine kaçar :)

O kadar uzun zamandır yapıyorum ki bir yerden mi gördüm yoksa kendim mi keşfettim hatırlamıyorum bile!

27 Ocak 2013 Pazar

Tıpış Tıpış Zamanlar Hamile & Bebek Albümü

Bebişimin ilk hediyesi anne babasından önce Dido teyzesinden geldi... Bugün D&R'da gezerken acaba alsam mı dediğim albümü, sevgili arkadaşım iki ara bir derede bana hiç belli etmeden almış, ardından bana hediye etti. Nasıl mutlu oldum anlatamam... Şimdi bu güzel albüme yazmak için sabırsızlanıyorum..

Adı bile çok tatlı Tıpış Tıpış Zamanlar... Zamansız ajandanın bir ürünü... http://www.zamansizajanda.com/


Çıkartmaları çok eğlenceli bebeğiniz için ayrılan sayfaları bu çıkartmalar ile süsleyebiliyorsunuz. Çıkarttığı dişleri bile hangisi çıtıysa yapıştırabiliyorsunuz.


Bir sürü ayrıntı düşünülmüş ama bu kadarda olamaz derdirten de çizgisiz sayfalara, yazıyı kaydırmadan yazılabilmesi için tek bir sayfa kareli kağıt hazırlanmış, istediğiniz sayfanın arkasına koyabiliyorsunuz.


 Ayrıca, günleri ve ayları aşağıdaki sevimli sticker'lar ile belirliyorsunuz bu da size istediğiniz günde dilediğiniz kadar sayfa ayrılmasını sağlıyor.


Bence, bebek bekleyenler için çok hoş bir hediye... En azından bizim için öyle oldu :) Biz D&R'da denk geldik ama şehrinde D&R olmayanlar için idefix'ten de sipariş verebilirler.

http://www.idefix.com/poster/tipis-tipis-zamanlar-2012-ajanda-ajandalar/tanim.asp?sid=LJN0SKLHYT1T4X7YDLIW

Safari Temalı Baby Shower

Sevgili arkadaşımız Funda'nın safari temalı baby shower'ındayız bu seferde...

Bebeğimiz erkek olunca temayı Safari olarak belirlemek istedik. Bu etkinlikteki en büyük farklılığı yaratan sevgili annemizin güzel kahvaltı sofrasından ve sevgi dolu şiş göbişinden sonra Aylar hanım oldu, birbirinden güzel yaptığı safari hayvanları ile günümüzü şenlendirdi.

Baby shower'da amaç, annenin son günlerinde moral ve motivasyon yaratabilecek, onu neşelendirebilecek bir gün olmasını sağlamak. Her ne kadar Türk kültüründe böyle bir etkinlik olmasa da ben amacı itibari ile çoktan kendi kültürüme aldım bile :)

Tüm gelenlere takılmak üzere, çeşit çeşit hayvan figürleri talep ettik. Daha sonra bu sevimli hayvancıklar günün anısı olarak bizlerle evlerimize geri döndü.


Güzel annemize hediye olarak yine aynı hayvancıkların kullanıldığı dönence ve






minik Mert'imiz için kapı süsü yaptırdık.



Bu tatlı hediyeleri ve daha fazlasını pasaj internet sitesinde aylar hanm'ı tıklayarak bulabilirsiniz. Pasaj, el emeği göz nuru ürünlerinizin satışını yapabileceğiniz bir web sitesi. Tabi, tüm dükkanlar Aylar Hanım'ın ki gibi göz doldurmasa da bence göz atmaya fazlası ile değer. Aylar Hanım müthiş biri, gönderdiği paketin üzerinde kurye görevlilerine yazılmış bir not vardı ki kendisinin ne kadar zarif ve yaptığı işe ne kadar değer veren bir insan olduğunu rahatlıkla görebilirdiniz. Bu notun fotoğrafını çekmiştim eğer bulabilirsem, paylaşabilirim.

http://www.pasaj.com/ara/aylar

22 Ocak 2013 Salı

Yastık Sohbetleri Hediye Seçenekleri

Belki benim gibi standart hediyeler dışında sevdiğiniz kişilere orijinal hediyeler vermek istiyor olabilirsiniz. O zaman bu yazıma bir göz atın derim.

Ayça hanım'ın yaptıkları ile bir dergide ufak bir köşede karşılaştım. Ardından beni aldı bir merak, pazar günü beni sıcacık yatağımdan internete koşarak ulaşmamı sağladı. Resmen büyülenmiştim! Hal böyle olunca, dedim ki benim gibi arkadaşlarımı da bu görsel şölenden mahrum bırakmayayım.

Aşağıdaki yeni doğan daha önceki yazılarımda tanıştığınız Yağmur için...



Ve aşağıdaki de bizim çifte kumru kuzenlere gitti, bir yastıkta kocasınlar hediyesi :)

 Şimdi bu müthiş yastıklara ve daha bir çoğuna nasıl ulaşacağınızı düşünüyorsanız, hemen aşağıdaki linke şiddetle tıklamanızı öneririm.
http://cirtlakpupe.com/
Bu arada gazetede okuduğuma göre Ayça Hanım İzmir'de bir de dükkan açmış, henüz ziyaret edememiş olsamda en yakın zamanda yapılacaklar listesinde, ayrıca internetten küçük bir araştırma yapınca uulaşabilenler için dükkan adresi; Alsancak'ta Dokuz Eylül Rektörlük binasını geçer geçmez, Artı kitap evinin bitişiğindeymiş...

!:) Bayılacaksınız :)!

Korsan Temalı Doğum Günü Partisi

Merhabalar, Bugün de size 12 yasımdan beri ayrı şehir ve ülkelerde yaşamamıza rağmen hiç ayrılmadığımız arkadaşımın oğlu hepimizin kuzusu Arın'ın doğum günü partisinden görselleri paylaşacağım.

Şöyle ki Arın 6 yaşına girerken özel bir şey yapmak istedik, nasıl bir parti istiyorsun sorusuna cevabı korsan olunca kısıtlı zamanda çok yol kastetmemiz gerekti... Sadece 3 günde gündüzleri de çalışınca ortaya şu görüntüler çıktı.

 Logoların üzerine 'Mutlu Yıllar Arın Kaptan' yazıldı. Sağ alt köşede gördüğünüz sepetin içine de poşetlere çikolata konulup, korsan çıkartmalı bayraklar çubuklara asıldı, Arın'ın yaptığı küçük kağıt yelkenlerde (maalesef fotoğraflarda görünmemiş) eklenerek, partiden ayrılırken arkadaşlarına verilmek üzere minik hediye paketleri yapıldı. Gerçi partinin ortasında sepetimiz boşalmıştı :)


Bu arada tüm bu çıktıların kesimini de Arın'nın yaptığını söylemeden geçemeyeceğim.


 Tema Korsan olunca şişelenen içecek 'Deniz Suyu ' oldu...


Bir sandık bulunup içine maalesef altın sarısı jelatin bulamayınca, gümüş de değerli düşüncesinden yola çıkarak, yaprak çikolataları her Türk'ün evinde bulunan folyo kağıtlar ile sarıp temaya uygun bir görünüm yakalandı. Arın bahçede oynarken bulduğu en değerli taşı da sandığın içine yerleştirince görüntü tas tamam güzel oldu :)


Ardından gelen küçük korsanlarımıza göz maskesi yaptık. Gerçi ben yaparken ne kadar heyecanlansamsa çocukların çok ilgisini çekmedi. Sanırım çocuk psikolojisi üzerine katetmen gereken uzun bir yol var!

Sevgiler, Nazey

20 Ocak 2013 Pazar

Deli Dali Bir Gün

Son 5 gündür rahatsızlığım nedeniyle evde dinlenmekteydim. Benim bunalımlarıma katlanan kocama öncelikle teşşekkür etmek isterim.... ardından da beni ev basmışken, dışarı çıkaran arkadaşlarıma... İşte bu hafta sonu duyduk ki şehir'e Dali gelmiş, kaçırmak istemedik.

Yıllar önce İngiltere'de koca bir günün nasıl geçtiğini anlamadığım, doyamadığım Dali sergisine gitmek için yola çıktık. İsim bir dönemin çalkantılı ismi Dali olunca heyecanımız bir kat daha arttı. Şehrimizin en güzel sanat merkezi Adnan Saygun'daydı sergi. İçeri girdik geniş bir avlu bizi karşıladı sağ ve sol taraftaki kalabalıklardan serginin izini sürdük. Üst kat sağda bir kaç Dali fotoğrafı ve solda ise Dali'nin burç resimleri ile altına yazılmış yorumların eklendigi ( yorumlar Dali'den mi pek emin olamadık) büyük posterler mevcuttu. Bu katın sergiye giriş olduğunu düşünerek aşağıya inen kalabalığı izledik. İzmir insanı her zaman ki gibi yine bir sanat aktivitesinde hazırdı, sukunet içindeki kalabalık, düzen içinde hareket etmekteydi.



Aşağı kata geldiğimizde yan yana sıralı sanırım 20-25 adet eser mevcuttu. Ama çok acıdır ki eserler hakkında hiç bir açıklama mevcuttu değildi. Başka bir Dali sergisinden tüm günümü geçiren ben, tüm sergiyi dolaşmam için sadece 20 dk yetti. Diğer insanları rahatsız etmemek için attığım küçük adımları düşünürsek belki sonuç biraz daha hüzünlü!

Belediyelerin yaptığı bu etkinlikleri çok takdir etmeme rağmen sergicilik konusunda biraz daha yol kattememiz gerektiğini düşünüyorum.

Bu gösterişi ve farklı giyim tarzı ile sanat dünyasını sarsan deli, dolu kişiliğin, surrealizm savunucularından olup ardından faşizm yanlısı açıklamalarından sonra ta ki son günlerine kadar sürrealistlere karşı verdiği mücadele de ünlü 'sürrealizm benim' sözlerinin ve bu ikilemlerinin nasıl eserlerine yansıdığını ya da belki de söylenen kaprisli kişiliğinin ve karmaşık figürlerinin arkasında aslında ağabeysinin ölümünden hemen sonra doğması ve ailesinin bu travmayı hep yansıtmasının etkilerini düşünmek için hiç fırsatımız olmadı. İsterdim ki en azından, bu eserleri yorumlamış uzmanlardan bir iki not, hangi tarihlerde yapıldığı, o dönemde Dali'nin hangi ülkede yaşadığı... Bu bilgiler ile kendi hayal dünyamda biraz yolculuk yapmak isterdim, maalesef olmadı! Umarım bir sonraki sefere!

Gökkuşağı Temalı Baby Shower

Merhabalar,

Şimdi en çok keyif aldığım aktivitelerden biri olan parti hazırlamaktan söz etmek istiyorum. Yakın çevremin bildiği üzere, parti organize etmeyi, süslemeyi ve bu konuda düşünmeyi, fikir üretmeyi çok seviyorum. Kara kaplı olmasa da bir defterim bile var. Bir parti organizasyonu olacaksa, öncelik temanın ne olacağı, ardındından bu tema ile ilgili araştırmalar, sonra alışveriş listesi oluşturmak. Uykudan uyanıp not aldığım bile oluyor. Zaten görev adamıyım, hele bir de eğlence olunca kendimi alamıyorum. Ortalama her ay 1-2 parti hazırlığı yapıyorum. Umarım hiç bitmezler :)

Bundan sonraki yazılarımda da diğer temalı organizasyonlardan bahsedeceğim. Bugün, partimizin adı Selgun Ana'nın baby shower'ı ( Türkçesi sanırım şöyle çevrilebilir, bebeğinin bekleyen annenin moral organizasyonu)

Öncelikle ufaklığımız adı Yağmur olunca, gökkuşağı konseptinin çok yakışacağını düşündük. Sonradan öğrendik ki annesi de zaten gökkuşağı konseptini belirlemiş odası için, pek bir sevindim, mutlu oldum...

Gelelim hazırlıklara... parti süpriz olacağı için partiyi bizde yaptık. Aşağıda görmüş olduğunuz tüm fotoğraflar bizzat bizim evimizden kareler. Arkadaşlar çevre il ve ülkelerde yaşayıp akşamına da bir arkadaşımızın düğünü olunca partiyi bizde yapıp, sabah kahvaltısının uygun olacağına karar verdik.

Gelelim süslemelere... Tezgahın üzerinde görebileceğiniz tüm yemeklerin üzerine minik gökkuşağı renginde kürdanlardan bayraklar yaptım. Çatal ve kaşıklar yine temanın logosunda stickerlerın peçetelere teker teker sarılıp bir sepetin içine konulması ile kendilerine yer buldular.  Evde domates şişelemek için biriktirdiğim soda şişelerini yıkadıktan sonra yine günün logosu ile bu sefer üzerine 'Selgün Ana Sütü' yazılarak etiketlendi. Hem komik hem eğlenceli bir sunum olduğunu düşünüyorum. En zor kısımlardan biri simitleri nereye koyacağımdı, sepete koydum olmadı, evirdim, çevirdim amuda kaldırdım olmadı, en sonunda evdeki et şişlerine yine gökkuşağı bayraklarından yapıştırıp şişe geçirir gibi simitleri dizdim ve bir vazoya yerleştirdim. Sonra da bu fikri pek sevdim :)

Köşe ışığının ve balonların altında görebileceğiniz ponponların yapımını Martha Stewart'ın internet sitesinden görmüştüm.http://www.marthastewart.com/265163/pom-poms-and-luminarias-how-to çok da hoş bir hava kattılar. Kırtasiyelerden gramofon kağıdından renk renk çeşit çeşit bulabilirsiniz. İncelerini seçerseniz daha dolgun bir görünüm elde ediyorsunuz. Kaç kırtasiye, kaç kağıt denedikten sonra bu fikre ulaştım!


Ardından gelen tüm misafirlere temaya uygun tülden sol üst köşede görebileceğiniz ister kola ister başa takılmak üzere aksesuarlardan yaptık ( k, çünkü annem bunların dikimi konusundan bana çok yardımcı oldu, tekrar ellerine sağlık tatlı annem ).
Birde tabii tekstil işinde olan güzel annemizin arkadaşları da bir aksesuar organize etmek isteyince yine günün logosunun kullanıldığı mama önlükleri basıldı, kocaman göbiş'in hemen ardında biraz gizlenmiş olsa da görebileceğinizi umuyorum.
Masa'nın zemininde de yine gökkuşağı renkleri kullandım ki bütünlük olsun, bir de sandalyenin deliklerine de bu tonlarda kurdelalar bağladım. Tabii masanın üzeri doluyken görüntü daha lezzetliydi :)

Çok yedik, çok eğlendik, çok güldük. Oynadığımız bir çok oyunu da başka bir gönderide sizlere ileteceğim.

Sevgiler, Nazey















Yeşil Örtülü Diyarbakır

İlk yazımı hangi konuda yazmam gerektiği konusunda bir plan yapmam gerekti ve aklıma gelenleri sıralamak da oldukça sıkıntı yaşadım. Düşündüm ki yolum umarım uzun ve başladığım bu serüveni uzun süre devam ettirebilirim. Öncelikle yakın zamanda yaptığım seyahatlerden başlamak istedim. İlk durak Diyarbakır...
Doktor bir arkadaşımız görev nedeniyle Diyarbakır'a tayini çıktı. Gezmeyi seven bizler hem ortaokuldan beri canım ciğerim arkadaşımı görmek hem de bu toprakları gezmek için bu durumu fırsat bildik :)

Uçaktan ilk izlenim Diyarbakır'ın iklimi nedeniyle bu kadar yeşil olabilmesine çok şaşırdım! Caddeler geniş, evler daha da geniş... Uçaktan indik malum açız, hemen Diyarbakır'ın en gözde kahvaltı mekanı Hasan Paşa Hanı'na gittik. 40 çeşit kahvaltılık servis ediliyor... Hepsini bitirmek mümkün değil gerçi eşim müthiş bir çaba sarf etti ama nafile, son dakika görüntüleri aşagıda ki gibi :) Gittiğinizde ünlü isimleri de görmeniz çok olası, oldukça popüler bir mekan.



Ardından Melengiç kahvesini denediğimiz ve beğendiğimiz Sülüklü Hanına uğradık. Eski bir avlu, hoş bir müzik, sakin bir ortam, akşamları da mum ışığında şarap servisi, görülmeye değer...

Söylemeden geçemeyeceğim, Diyarbakır beklentimin çok ötesindeydi, İstanbul'da bulabileceğiniz bir çok restaurant ve cafe'yi bulabilirsiniz. Lezzetli yemekleri konusunda fazla söze gerek yok.